Kasım 2006'da yayına başlayan Kocaeli Aydınlar Ocağı web sitesinin şu anda yaklaşık 200 kişilik düzenli yazı yazan bir yazarlar ordusu var.
Bu yazarlar arasında bazıları hem istikrarlı yazıyor, hem de kendilerine has üslüpları ile kendi hedef kitlelelerini oluşturdular. Başkanımız Ruhittin Sönmez Bey ile Süleyman Pekin Bey bu gruba giren yazarlarımızdan.
Ruhittin Bey, toplum ortalamasının hislerine tercüman olur, bir Ergun Göze, bir Ahmet Kabaklı üslubuyla yazar. Süleyman Bey ise kelime oyunları, edebi sanatlar, karate, tekvando, judo gibi bil umum teknikleri kullanarak şiir gibi yazılar yazar. Teşbihte hata olmaz derler, Yılmaz Özdil'in KAO versiyonudur.
Her iki yazarımız da sitemizin en çok okunan yazarlar listesinde ilk günden beri ilk sıralardadırlar. Hemen hemen aynı kitleye hitap ediyor görünseler de her ikisinin de hastaları, müdavimleri, yeni tabirle fan'ları var.
Ruhittin Bey, son haftalarda gözünü Süleyman Bey'in hedef kitlesine dikti. Onları da fanları arasına katmanın peşine düştü. Bizde hem orta yollu cümleler var, hem kelime oyunu, hem benzetme, hem sataşma var, her aradığın burda var, sadece beni oku yeter der gibi bir tavrı var. Başkan olmasının verdiği gücü de kullanıp hedef kitlesini genişletmek istiyor.
"Â-kıl İnsanlar!" başlıklı son yazısında bu durum iyice su yüzüne çıktı. Başlığa bakan direkt Süleyman Pekin yazısı zannedecek. Olay burda kalsa neyse. Yazının ilk bölümü aynen şöyle:
"Âkil adamlar heyeti" kurulması PKK'nın İmralı'da mahkûm lideri Öcalan'ın talebi idi. Aranan kişilerin arasında âkilelerin yani kadınların da olabileceği düşünüldüğünden "Âkil insanlar" tabirinin kullanılmasına karar verildi.
Fakat Murat Bardakçı Habertürk'teki köşesinde kelimenin yanlış kullanıldığını âkil kelimesinin obur, yamyam, pisboğaz anlamına geldiğini yazdı. Eğer kastedilen akıllı, bilge kişi ise âkıl kelimesi kullanılmalı, kelimenin çoğulu da 'ukalâ'dır diye yazdı.
Başbakan Erdoğan "Biz gramer çalışması yapmıyoruz ama bunu halk da takip edenler de zaten biliyorlar" dediği için yine âkil
denmeye devam ediliyor. Mademki İmam Hatip mezunu Başbakanımız böyle
buyurdu, "hikmetinden sual olunmaz" diyerek bir yanlış söyleyişi daha
"galat-ı meşhur" kabul edip kullanıyoruz.
Başbakanımızın yüzlerce kişi arasından özenle seçtiği (basında 16 adedinin "sayın apo" tarafından seçildiği ifade ediliyor) ve "saygıdeğer" bulduğu kişilere sırf âkil denildiği için "obur, pisboğaz"
gibi sıfatlar yakıştıracak değilim. Murat Bardakçı'nın tavsiyesine
uyarak kelimenin doğrusunu kullanmak gerektiği kanaatindeyim.
Fakat bu Başbakanımızın "saygıdeğer" bulduğu bu heyet mensuplarından çoğunun bugüne kadar yazdıkları ve söylediklerine "kıl olmuş" bir sade vatandaş olarak kelimenin ilk harfinden yani Â'dan sonra hafif bir soluklanarak "â-kıl insanlar" demeyi tercih ediyorum.
Fanatik Başbakan muhiplerinin hemen kızmamasını rica ediyorum. Ne
kadar fanatik olurlarsa olsunlar gerekçelerimi söylediğim zaman
muhtemelen onlar da bu heyetin çoğuna "kıl olacaklardır". Çünkü biliyorum ki bayrak, vatan, şehit gibi kavramlar AKP tabanında da benim inandığım kadar kutsaldır.
Siz de görüyorsunuz değil mi yazıya yer yer Süleyman Pekin tarzı serpiştirdiğini? "â-kıl" benzetmesi filan...
Şimdi Süleyman Bey'den karşı hamle bekliyoruz. Artık ara ara içinde linkler olan, ağır ve toparlayıcı bir üslubu olan, oturaklı yazılar da yazmazsa hedef kitlesini Ruhittin Bey ile paylaşmaya razı olacak gibi geliyor bana.
Şakası bir yana, Ruhittin Sönmez ve Süleyman Pekin'in şahsında sitemizin 200 yazarı, yüzlerce yazar gücündeki karikatüristi ve 20 şairine emeklerinden ötürü teşekkür ediyoruz. Kaleminize sağlık.
9 Nisan 2013 Salı
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)